Sayfalar

31 Ağustos 2014 Pazar

Mutfak ve Mobilya Dönüşüm Hikayesi...

Sevgili arkadaşlar, arayı çok uzatmadan elimde biriken işlerle ilgili devam etmek istedim...
 
Geçen yıl kafamın çok daha rahat ve tasasız olduğum inan işleri ile uğraşmak zorunda kalmadığım zamanlarda, sakince ve saatlerce üzerinde düşünüp zaman ayırarak ve keyif alarak mutfağımı yenilemeye kalktım.

 
 
Nerden başlayacağımı bilemedim ama bildiğim iki şey vardı: Birincisi; mutfak duvarına taşınırken alelacele seçerek uyguladığım kağıttan kurtulmak, ikincisi de; yine taşınma aşamasında mutfak masası siparişimizi parasını aldığı halde yapmayarak beni aylarca oyalayan ve sonra da sırra kadem basan mobilyacı yüzünden masa olsun da nasıl olursa olsun diye aldığım Koçtaş masamdan kurtulmak...
Masa güzel ve kullanışlı olmasına rağmen benim yuvarlak masa takıntım devam ettiğinden kendisi ile bir türlü mutlu olamadım, yalnızca zaman geçirdim :)
 
Masayı ben istediğim gibi boyayacağım diye yola çıkıp, sahibinden.com sitesinden, gerçekten evlerine fazla gelen bir aileden yuvarlak açılır kapanır, ortadan ayaklı bir masa aldım hem de komik bir fiyata.. Sonra  masayı ceviz ve kırık beyaz olarak iki renk yapmaya karar verdim. Mobilya boyama konusunda özellikle Turuncuoda'nın postları bana çok yol gösterdi gerçekten. TuruncuOda'ya buradan sevgilerimi göndermek istiyorum.
 
Masamı, taşırken ikiye ayırmak zorunda kaldığımız ve boyama bitmeden birleştiremediğimiz için başlangıçta tek parça iken resmini çekemedim. Bu nedenle aynı masanın benzerinin internette bulduğum görselini kullandım. Masanın tüm yüzeylerini zımparalayarak üst cilasını aldım. Sonra üzerine ceviz vernik uyguladım. Masanın ayağına ise kırık beyaz yağlı boya kullandım. Masanın üzerine ceviz cila sonrası da 3 kat yat verniği geçtim ki suya dayanıklılığı artsın.
 
 
Bu arada masanın yanı sıra, mutfağımda bulunan bir girintiye uygun bir yan servis masası buldum. İlk sahiplerinin İkea'dan alıp ölçüleri yanlış olduğundan hiç kullanmadıkları bu dolabı da masa ile uyumlu olması için aynı boyalar ile aynı şekilde boyadım.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Duvardaki kağıdı sökmek, yapmaktan daha kolaydı açıkçası. Biraz zahmetli, sulu bir işlem ama ilk kez yapmama rağmen çok zor olmadı. Önce yanınıza bir kova su alıyorsunuz, süngeri ıslatıp kağıdı yukarıdan ıslatıyorsunuz. Kağıdı en üstten kaldırdıkça kağıt ve duvar arasına süngerle ıslatıp aynı etiket söker gibi yavaş yavaş aşağıya kadar iniyorsunuz.

 
Duvar için de uzun bir araştırma yapıp, yeşil tonlarında bir renk istediğime karar verdim. Ne çok canlı ne de koyu olmalıydı. Bambu yaprağı rengini seçtim. Dingin bir yeşil oldu... Bu boyadan sonra yeşili daha çok sever oldum :)
 
 

Mobilyalar ve duvar tamamdı ama onları tamamlayacak perde ve halı da daha sade ve dingin olmalıydı. Fon perdelerini tamamen çıkardım, tül olarak da kırık beyaz minik desenli bir tül seçtim. Sağolsun perdeleri her zamanki gibi annemin ali değdi. Uzun bir mutfak olduğundan kısa bir halı kötü duracaktı. Ben de Bauhous'dan döşeme halılarından krem ve sütlü kahve karışık minik desenli bir halı seçerek 1m genişliğinde 4 m boyunda kestirdim.
Perde ve halı da değişip renkler açılınca, mutfak çok da ferah ve dinlendirici oldu.



Bambu yeşiline boyadığım duvarım boş kalınca, duvara ne asacağım, raf mı yapacağım konusunda uzun uzun araştırıp, hepsiburada'da tam mutfağımın tarzına uygun eskitme ve metal karışı duvar raflarını buldum. Önceden antrede olan çok sevdiğim kafes duvar süsünü de asınca, herşey tamam oldu.
 
 




Herşey tamam dedim ama sandalyeler konusunda geçen yıl bir ilerleme kaydedemedim. Sandalye yaptırsam mı, ben alıp boyasam ve kaplatsam mı, yoksa ikinci el alıp kaplatıp boyatsam mı diye çok seçenek üzerinden geçtim ama gönlüme göre bulamayınca bıraktım. Sandalyelerimi 7-8 ay sonra değiştirebildim. Ama resimler değişikliği yaptığım zaman çekildiğinden yeni sandalyelerim  resimlerde yok.

Yeni sandalyelerim  Ikea'dan  "provance " tarzına uygun beyaz arkası çarpraz sandalyeler. Sandalyeler de açık renk olunca,   havası biraz daha değişti mutfağımın.

Yemek yapmanın dışında, kahvemi yudumlayıp gazete kitap okuduğum,  bloğum için postlarımı yazdığım, fotoğraflarımı düzenlediğim hatta oğlumla ders çalıştığım keyifli bir mekan benim için mutfağım..

Kahve içmeye de beklerim...
Sevgiyle kalın,





 

17 Ağustos 2014 Pazar

Pet Şişeden Boncuklar

Sıcak ve bunaltıcı bir Ağustos akşamında herkese merhaba,
Ne kadar uzun zaman olmuş bloğun başına oturup paylaşımda bulunmayalı. Zaman o kadar hızlı akıyor ki, o koşuyor ben de nefes nefese yetişmeye çalışıyorum.
Vermiş olduğum uzun arada elbette boş durmadım, hatta zamanımın her dakikasını o kadar verimli kullanmaya çalıştım ki, iş saatleri gibi işten eve geldikten sonra da evde ayrı bir mesai yaptım.
Annemin uzun süredir ona dert veren diz ağrıları için ameliyat olması, okulların bitip yaz okulu araştırmalarının ve organizasyonun yapılması, tatil planları yapılması, hafta sonu gezmeleri derken bu arada kendime ayırabildiğim naçizane zamanlarda ise bir süredir aklımda olan projeyi hayata geçirebildim.
Her zaman elimizin altında olan, sürekli satın alıp suyunu tüketip çöpe gönderdiğimiz pet şişeleri yaz için birbirinden güzel boncuklara ve bu boncukları da el emeği göz nuru kolyelere dönüştürme projesiydi bu. Yabancı bir blogda bir resim görerek başladığım bu proje düşüncesinde, elbette güzel ve kullanılabilir boncuklara ulaşmak için çok sayıda hatalı, hasarlı boncuk da yer aldı. Çakmağı kullanmadaki doğru yön ve açıyı bile deneme yanılma ile  keşfettim. Çok sayıda tekrardan sonra ise ortaya çok güzel şeker gibi boncuklar çıktı...



Pet boncuklar için öncelikle kullanılmış, içi kurutulmuş pet şişlere ihtiyacımız var. Pet şişeleri kesmek için maket bıçağı, yakmak ve birleştirmek için bir çakmak, tutmak için de karga burun ve pens size kolaylık sağlayabilir (ben genellikle parmaklarımı kullandım :)) Pet boncukları şeffaf renkte yapabileceğiniz gibi, içine dergilerden kesebileceğiniz düz ya da desenli kağıtlar koyarak da farklı renk ve desenlerde boncuklar elde edebilirsiniz.


Pet boncuklarımın kimini aynı tonlarda kullanarak kimini de karışık renkli kullanarak ve diğer takı malzemeleri ile bir araya getirerek sevdiklerime ve kendime özel kolyeler tasarladım.

Artık, pet şişeleri çöpe göndermiyorum ve onları severek kullanabileceğim bir başka şeye dönüştürüyorum. Pet şişelerden yapabileceğimiz, benim de üzerinde çalıştığım farklı aksesuar ve objeler de var. Onları da tamamlandıkça sizlerle paylaşmaktan büyük keyif alacağım.

Şimdi çalışma masamın yanındaki bir kutuda dönüştürülmeyi bekleyen onlarca pet şişeye bakıp, onlarla geçireceğim vakti nasıl bulacağımı düşünüyorum :)

Siz de, belki her gün elinize aldığınız pet şişelere bakın,  nelere dönüştürebilirsiniz düşünün...eğlenceli değil mi???

Sevgiyle kalın,