Sayfalar

26 Aralık 2014 Cuma

Kristal Boncuklarla Kolye

Merhabalar,
Uzun bir ara vermişim istemeden... 
İşler hep yoğun, hep yorucu; çoğunlukla akşamları takılarıma ve blog'uma ayıracak zamanım ve enerjim kalmıyor maalesef :( Özellikle de 2 saati köprü trafiğinde geçirdikten sonra...Trafik benim bütün enerjimi ve isteğimi emiyor...
Neyse şimdi burada, laptopun başında oturmuş yazımı yazabiliyorum :) bundan güzeli yok benim için...
Üniversite yıllarımda, ki o zamanlar böyle internet, youtube, instagram, pinterest yoktu, kendi çapımda boncuklarla ve tellerle ne çok kolyeler bileklikler yaptım. Kristal boncuklarla o zamanlar çok haşır neşirdim, hâlâ o zamanlardan kalmış boncuklarım bile var :) ve ben onları çok severim..

Sözün özü; bu aralar boncuk işlerine yine, yeniden merak sardım. Ama bu kez daha zor, karmaşık ve sonuçları harika olan boncuk örgüsüne...Boncuk örme konularında araştırma ve denemeler yapmaktan müthiş keyif alıyorum. 


Bu kolyede en çok annemin emeği var. Bir kitapta gördüğü kolyenin yarım bir resminden, tüm modeli kaç boncuk gerekli gibi detayları çıkardı.  İlk yapılan her çalışmada olduğu gibi "sök yeniden yap", "bol oldu sıkılaştır", "sıkı oldu gevşet" gibi tekrarlar ve geri dönüşler olduğundan uzun zaman alıyor ama çözdüğümüzde ve ortaya böyle bir çalışma çıkınca değmeyin keyfimize.. Amnneciğim evinde ve ben onu özledim, bu yazı ile özlemim depreşti, buradan öpücüklerimi ve sevgimi gönderiyorum ona...

Bir iki hafta önce, 2 gün hastalık nedeniyle  evde kaldığımda, oturduk bu kolye için bol bol mesai harcadık. Gündüz gündüz evde olup, boncuk yapmak çok iyi geldi bana ne yalan söyleyeyim.

Siyah beyaz bir resimden çıkardığımız kristal boncuklu kolye için;

 - 31 adet 8 mmlik inci,
 - 96 adet 8mm lik kristal boncuk,
 - 12 adet 5 mm lik kristal boncuk,
 - altın renkli kum boncuk (onları saymadım ama :))
 - altın renkli kapama,
 kullandık.

Yapım aşamalarını çekmeyi atladım maalesef, ama siz becerikli ve istekli takipçilerim belki modeli çıkarabilirsiniz diye daha yakın plan bir resmi paylaşmak isterim.


Boncuk işine tam gaz devam ediyorum :)
Bir kaç yazı da benim boncuk maceralarım ve farklı örnekler ile devam eder. Umarım beğenir, takip eder ve siz de denersiniz..

Hoşça ve sevgiyle kalın..
 

15 Ekim 2014 Çarşamba

Kutu Kutu Pense...

Selamlar herkese...

Ben bununla bir şey yaparım diye biriktirdiğim sakladığım onca şeyin arasında kutular benim için "özeldir" :) kutuların her şeklini ve her materyalden yapılanını saklar sonra mutlaka çıkarır kullanırım, ya kaplarım, ya boyarım ya süslerim incik boncuklar için ya da hediye kutusu yaparım.

İşte böyle çok sevdiğim ahşap kutularımı da sakladıktan sonra, içimden bir ses artık zamanı dedi ve kutu boyama serüvenim başladı. Uzun yıllar önce, henüz oğlum doğmadan önce ahşap boyamanın çok popüler olduğu ve  herkesin boyama kurslarına gittiği zamanlarda tanıştım ben de ahşap ve akrilik boya ile.. Kursa gitmedim. Zaman bulamadım, kursa o kadar para vermeyeyim dedim netice de "ben de yapabilirim" dedim.. Oldu mu ? Tam olmadı ama kendimce tepsiler, çerçeveler boyadım hatta hediyeler yaptım :) Bu da benim huyum,  hemen kursa gitmem,  "ben bunu kendim de yaparım" der, internetten videolardan bulur buluşturur yaparım. Bir tek seramikte bu huyumu kırdım.. Seramik maceram ve seramik işlerim de başka yazıya kalsın...

Yaz başında başladığım kutularımı ancak geçen hafta tamamlayabildim.  Sürekli zaman ayıramadım; araya tatil girdi, iş hep var zaten bir de başka meraklar edinince ara ara dönüp ilgilendim kutularımla.

3 adet iç içe geçen sevimli kutuları önce tabi ki zımparaladım.  Sonra meşhur akrilik boya kutumu açıp sağlam kalan renklerden kendimce kombinasyon yaratıp işe koyuldum. Ama bitmiş halini hiç mi hiç düşünmedim.

Genelde her ne yaparsam yapayım, başlarım sonra yaparken düşünür, yeni malzemeler fikirler oluşturur hiç düşünmemiş olduğum bir sonuca çıkarım. Kendimi yaratıcı rüzgarlara bırakır, yolda fikirler değiştirir, genellikle de sonuçtan memnun kalırım :)

Resimdekiler tek kat boyaya ait, ben 3 kat geçtim içime sinene kadar.  Sonra dekupaj fikri geldi aklıma. İnternette öyle güzel resimler buldum ki hepsini yapmak istedim. Ama önce konsepte karar vermeliydim. Çiçekler mi, hayvanlar mı yoksa belli bir teması mı olmalıydı kutularımın?Dikiş, nakış, eski resimler, takı vs.. Kedileri seçtim!






Dekupaj tamamlandıktan sonra, 2 kat sprey vernik uyguladım.
Sonra bitmiş haline baktım ve bir şeyler eksik geldi ...

Eldeki malzemeleri karıştırdım, ne yapabilirim diye... Fikirden fikire savruldum, sonra bavul mantığında ve nostaljik bir tema olsun diye tül ve kurdele ile devam etmeye karar verdim.


 

 

31 Ağustos 2014 Pazar

Mutfak ve Mobilya Dönüşüm Hikayesi...

Sevgili arkadaşlar, arayı çok uzatmadan elimde biriken işlerle ilgili devam etmek istedim...
 
Geçen yıl kafamın çok daha rahat ve tasasız olduğum inan işleri ile uğraşmak zorunda kalmadığım zamanlarda, sakince ve saatlerce üzerinde düşünüp zaman ayırarak ve keyif alarak mutfağımı yenilemeye kalktım.

 
 
Nerden başlayacağımı bilemedim ama bildiğim iki şey vardı: Birincisi; mutfak duvarına taşınırken alelacele seçerek uyguladığım kağıttan kurtulmak, ikincisi de; yine taşınma aşamasında mutfak masası siparişimizi parasını aldığı halde yapmayarak beni aylarca oyalayan ve sonra da sırra kadem basan mobilyacı yüzünden masa olsun da nasıl olursa olsun diye aldığım Koçtaş masamdan kurtulmak...
Masa güzel ve kullanışlı olmasına rağmen benim yuvarlak masa takıntım devam ettiğinden kendisi ile bir türlü mutlu olamadım, yalnızca zaman geçirdim :)
 
Masayı ben istediğim gibi boyayacağım diye yola çıkıp, sahibinden.com sitesinden, gerçekten evlerine fazla gelen bir aileden yuvarlak açılır kapanır, ortadan ayaklı bir masa aldım hem de komik bir fiyata.. Sonra  masayı ceviz ve kırık beyaz olarak iki renk yapmaya karar verdim. Mobilya boyama konusunda özellikle Turuncuoda'nın postları bana çok yol gösterdi gerçekten. TuruncuOda'ya buradan sevgilerimi göndermek istiyorum.
 
Masamı, taşırken ikiye ayırmak zorunda kaldığımız ve boyama bitmeden birleştiremediğimiz için başlangıçta tek parça iken resmini çekemedim. Bu nedenle aynı masanın benzerinin internette bulduğum görselini kullandım. Masanın tüm yüzeylerini zımparalayarak üst cilasını aldım. Sonra üzerine ceviz vernik uyguladım. Masanın ayağına ise kırık beyaz yağlı boya kullandım. Masanın üzerine ceviz cila sonrası da 3 kat yat verniği geçtim ki suya dayanıklılığı artsın.
 
 
Bu arada masanın yanı sıra, mutfağımda bulunan bir girintiye uygun bir yan servis masası buldum. İlk sahiplerinin İkea'dan alıp ölçüleri yanlış olduğundan hiç kullanmadıkları bu dolabı da masa ile uyumlu olması için aynı boyalar ile aynı şekilde boyadım.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Duvardaki kağıdı sökmek, yapmaktan daha kolaydı açıkçası. Biraz zahmetli, sulu bir işlem ama ilk kez yapmama rağmen çok zor olmadı. Önce yanınıza bir kova su alıyorsunuz, süngeri ıslatıp kağıdı yukarıdan ıslatıyorsunuz. Kağıdı en üstten kaldırdıkça kağıt ve duvar arasına süngerle ıslatıp aynı etiket söker gibi yavaş yavaş aşağıya kadar iniyorsunuz.

 
Duvar için de uzun bir araştırma yapıp, yeşil tonlarında bir renk istediğime karar verdim. Ne çok canlı ne de koyu olmalıydı. Bambu yaprağı rengini seçtim. Dingin bir yeşil oldu... Bu boyadan sonra yeşili daha çok sever oldum :)
 
 

Mobilyalar ve duvar tamamdı ama onları tamamlayacak perde ve halı da daha sade ve dingin olmalıydı. Fon perdelerini tamamen çıkardım, tül olarak da kırık beyaz minik desenli bir tül seçtim. Sağolsun perdeleri her zamanki gibi annemin ali değdi. Uzun bir mutfak olduğundan kısa bir halı kötü duracaktı. Ben de Bauhous'dan döşeme halılarından krem ve sütlü kahve karışık minik desenli bir halı seçerek 1m genişliğinde 4 m boyunda kestirdim.
Perde ve halı da değişip renkler açılınca, mutfak çok da ferah ve dinlendirici oldu.



Bambu yeşiline boyadığım duvarım boş kalınca, duvara ne asacağım, raf mı yapacağım konusunda uzun uzun araştırıp, hepsiburada'da tam mutfağımın tarzına uygun eskitme ve metal karışı duvar raflarını buldum. Önceden antrede olan çok sevdiğim kafes duvar süsünü de asınca, herşey tamam oldu.
 
 




Herşey tamam dedim ama sandalyeler konusunda geçen yıl bir ilerleme kaydedemedim. Sandalye yaptırsam mı, ben alıp boyasam ve kaplatsam mı, yoksa ikinci el alıp kaplatıp boyatsam mı diye çok seçenek üzerinden geçtim ama gönlüme göre bulamayınca bıraktım. Sandalyelerimi 7-8 ay sonra değiştirebildim. Ama resimler değişikliği yaptığım zaman çekildiğinden yeni sandalyelerim  resimlerde yok.

Yeni sandalyelerim  Ikea'dan  "provance " tarzına uygun beyaz arkası çarpraz sandalyeler. Sandalyeler de açık renk olunca,   havası biraz daha değişti mutfağımın.

Yemek yapmanın dışında, kahvemi yudumlayıp gazete kitap okuduğum,  bloğum için postlarımı yazdığım, fotoğraflarımı düzenlediğim hatta oğlumla ders çalıştığım keyifli bir mekan benim için mutfağım..

Kahve içmeye de beklerim...
Sevgiyle kalın,





 

17 Ağustos 2014 Pazar

Pet Şişeden Boncuklar

Sıcak ve bunaltıcı bir Ağustos akşamında herkese merhaba,
Ne kadar uzun zaman olmuş bloğun başına oturup paylaşımda bulunmayalı. Zaman o kadar hızlı akıyor ki, o koşuyor ben de nefes nefese yetişmeye çalışıyorum.
Vermiş olduğum uzun arada elbette boş durmadım, hatta zamanımın her dakikasını o kadar verimli kullanmaya çalıştım ki, iş saatleri gibi işten eve geldikten sonra da evde ayrı bir mesai yaptım.
Annemin uzun süredir ona dert veren diz ağrıları için ameliyat olması, okulların bitip yaz okulu araştırmalarının ve organizasyonun yapılması, tatil planları yapılması, hafta sonu gezmeleri derken bu arada kendime ayırabildiğim naçizane zamanlarda ise bir süredir aklımda olan projeyi hayata geçirebildim.
Her zaman elimizin altında olan, sürekli satın alıp suyunu tüketip çöpe gönderdiğimiz pet şişeleri yaz için birbirinden güzel boncuklara ve bu boncukları da el emeği göz nuru kolyelere dönüştürme projesiydi bu. Yabancı bir blogda bir resim görerek başladığım bu proje düşüncesinde, elbette güzel ve kullanılabilir boncuklara ulaşmak için çok sayıda hatalı, hasarlı boncuk da yer aldı. Çakmağı kullanmadaki doğru yön ve açıyı bile deneme yanılma ile  keşfettim. Çok sayıda tekrardan sonra ise ortaya çok güzel şeker gibi boncuklar çıktı...



Pet boncuklar için öncelikle kullanılmış, içi kurutulmuş pet şişlere ihtiyacımız var. Pet şişeleri kesmek için maket bıçağı, yakmak ve birleştirmek için bir çakmak, tutmak için de karga burun ve pens size kolaylık sağlayabilir (ben genellikle parmaklarımı kullandım :)) Pet boncukları şeffaf renkte yapabileceğiniz gibi, içine dergilerden kesebileceğiniz düz ya da desenli kağıtlar koyarak da farklı renk ve desenlerde boncuklar elde edebilirsiniz.


Pet boncuklarımın kimini aynı tonlarda kullanarak kimini de karışık renkli kullanarak ve diğer takı malzemeleri ile bir araya getirerek sevdiklerime ve kendime özel kolyeler tasarladım.

Artık, pet şişeleri çöpe göndermiyorum ve onları severek kullanabileceğim bir başka şeye dönüştürüyorum. Pet şişelerden yapabileceğimiz, benim de üzerinde çalıştığım farklı aksesuar ve objeler de var. Onları da tamamlandıkça sizlerle paylaşmaktan büyük keyif alacağım.

Şimdi çalışma masamın yanındaki bir kutuda dönüştürülmeyi bekleyen onlarca pet şişeye bakıp, onlarla geçireceğim vakti nasıl bulacağımı düşünüyorum :)

Siz de, belki her gün elinize aldığınız pet şişelere bakın,  nelere dönüştürebilirsiniz düşünün...eğlenceli değil mi???

Sevgiyle kalın,

12 Nisan 2014 Cumartesi

Bahara Yakışan Çantalar


Merhaba,
 
Önceki yazımda da bahara ve baharın getirdiği değişim enerjisine değinmiştim.
Bahar her zaman uçucu, hafif, gülümseten, neşeli bir hal hatırlatır bana... ya size?
 
 
Kışın ağır ve kasvetli havasından, giyiminden ve aksesuarlarından sonra rengarenk giyinmek istiyor insan. Yeşiller, morlar, sarılar, maviler...



İşte tam bu havalara göre, anneciğimin elinden çıkma rengarenk, desen desen çantalar var bu yazımda :)
 
Marilyn Monroe yastıktan sonra, çantalarda da çıkıyor karşımıza, hem de en havalı pozuyla...
Blok renk geçişli, bahar çiçekleri ile bezeli bu çantaların da hepsi tek.....
Biraz renk armonisi, biraz kumaş, biraz süsleme, biraz dikiş ve çokça yaratıcılık ile bahara enerjik girmek hiç de zor değil.
 
Sevgiyle kalın...





 



























 

6 Nisan 2014 Pazar

Şeker gibi Yastıklar

Havalar ısınmaya, doğa uyanmaya başladı.

Tıpkı doğa gibi aslında biz de evlerde kış uykusundan, rehavetinden uyanıyor ve canlanıyoruz.
Ben 30 Mart günü kendime milat kabul edip, evi bahara ve yaza hazırladım.
Temizliğin dışında haliyle insan değişiklik de yapıyor. Koltukların yeri değişiyor, resim çerçeveler yenileniyor, halıların yollukların yeri değişiyor, antredeki yatak odasına, yatak odası çalışma odasına... ve bittiğinde insanın içini bir mutluluk, bir huzur ve tabi ki de başarmış olmanın vermiş olduğu bir gurur kaplıyor...
Benim evdeki büyük çaplı işler bitti, küçük dekorasyon değişikliklerini de zamana yaydım... tadını çıkara çıkararak keyifle yapmak istiyorum önümüzdeki günlerde.

Annem müthiş bir dikiş ustasıdır. Çıtır çerez gibi yapmış olduğu, hazırladığı ve bana emanet ettiği şeker gibi yastıkları paylaşmak da bu günlere kaldı.
Bahar temasına uygun olduğundan aslında fena da olmadı :) ne dersiniz?


Kırkyama (patchwork), aplik  teknikleri ile hazırlamış olduğu hepsinden yalnızca bir tane (bazıları çift tabi ki) olan bu yastıkların bazıları benim koltuklarımda yerlerini aldı bile...




Siz de bakın derim bir etrafınıza, neleri yenileyebilirsiniz?, neleri değiştirebilirsiniz?
Daha fazlası "Vitrin" sayfasında...



Baharın keyfini çıkaracağınız güzel günler ve keyifli yenilenmeler dileğiyle...

Sevgiyle kalın.

29 Mart 2014 Cumartesi

Kitap Ayraçlarım

Blog dünyasında yeniyim..
 
Aslında bir kova kızı olarak teknolojiyi yakından takip etsem ve sevsem de sanırım günlük iş yoğunluğunda ve koşturmacada teknolojiyi kendim için çok fazla kullanmıyorum.
 
Eğer facebook, blogger, twitter instagram üniversite yılarımda olsaydı, daha bol fikir ve daha bol zamanlarla tozu dumana katardım :) şaka tabii... o kadar yaratıcı ve marifetli arkadaşlar var ki bazen onların bloglarında dolaşıyorum ve kendimi kaybediyorum.
 
Gelelim yeni konuma... Kitaplar...
 
Kitap okumak benim için çok büyük bir keyif. Bazen aradan zaman geçer unuttuğum, atladığım yerler için döner yeniden okurum bazı kitaplarımı....
Kitaplarda satır aralarına gizlenmiş yazarın o muhteşem fikirlerini, anlatımını ve ifadesini yakaladığımda ise kaçırmam ve not alırım. İşte bu aldığım notlar ayrı bir kitap olacak kadar birikti. Bu birikimleri ayrı bir blogda kitap severler için yayınlamaya başlıyorum.

Blogumun ismi aklimdakalansatirlar.blogspot.com .
Keyifli gezintiler  dilerim...
 
 
Kitapları okurken sayfalarını katlamam, cümleleri çizmem , not almam... bu da benim tarzım.
Ben kitap ayracı kullanırım. İşte bu yazımın konusu ve görseli kitap ayraçları.


 
En yeni çalışmam ise tasarm kolyelerime bezer nitelikte, daha elegan daha kokoş ve daha sofistike ayraçlar....  Umarım beğenirsiniz :)


Ayraçla için yine halkalar  ve kurdeleler kullandım.  Halkaların üzerini şifon, dantel ya da kurdele ile sarıp, istediğiniz gibi süslemeniz yeterli.

Malzemeler standart ama ortaya çıkanlar farklı oluyor. Benzer malzemeleri kullanarak Tasarım Kolyeler de yapmıştım.

Kurdele birleştirmek, sabitlemek ve süsler için ben "hayalet iplik" kullanıyorum. Müthiş bir şey... Üstten de dikseniz dikiş ipliği görünmüyor, hem sağlam hem de çok şık duruyor. Silikon ile birleştiremeyeceğiniz kumaş, dantel detaylarda, hele de görünecek yerlerde bu ipliği rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Sevgiyle kalın..



 
 


 
 
 
 

 

26 Mart 2014 Çarşamba

Küçük Küpelere Saklama Çözümü

Küpe kutumla başım dertteydi...Hatta kolye ve yüzük kutularımla da... Hepsine nasıl çözüm bulabilirim diye düşündüm. Bugün sizlerle küçük küpelerim için kullandığım, bir zamanlar Tepe Home'dan çok beğenerek aldığım kutumdaki basit ama kullanışlı dokunuşu paylaşmak istiyorum.
 

Takı kutumun halihazırda görüntüsü bu şekildeydi. Sabah aradığım küpenin eşini bulmak ya da birbirine girmiş takılardan istediğimi seçebilmek çok zordu. Hatta bazen bu karmaşa da küpenin teki kaybolur ben kim bilir ne zaman ihtiyaç duyarsam o zaman fark ederdim kaybolduğunu.
 
Öncelikle, satın aldığım bir şeylerden çıkmış ve saklamış olduğum bir köpük parçasını kutumun iç ölçülerine göre kestim.
 
Sonra köpüğün üzerini istediğim yapışkanlı kağıt ile kapladım.
 
 

Köpük kutunun dibine yapışmasın diye köpüğün köşesine renkli raptiyelerden batırdım.  Ayrıca köpüğü istediğim zaman kolayca çıkarabilmek için kutunun içinde kalacak ancak köpükten yukarıda duracak büyüklükte bir kurdele parçasını da yine renkli raptiye ile köpüğün altına sabitledim.
 
 
Ve son olarak.... küçük güzel küpelerimi, köpüğe batırarak hem sabitlemek, hem hepsini kolayca görünür ve ulaşılabilir kılmak kaldı. Sonuçta günlük hayatımı kolaylaştıran bir tasarım çıktı ortaya. 
Kutum şimdi doldu tabii... sanırım kutuyu büyütmem ya da yanına yeni bir tane daha yapmam gerekecek :)
                                        
 
Sevgiyle kalın,  
 
 

22 Mart 2014 Cumartesi

Tasarım Kolyeler



Daha önceki yazımda örgü yüzüklerden bahsetmiştim. Örgü, boncuk, zincir ve şifonu birleştirirsem daha başka neler yapabilirim diye uğraştım geçen haftalarda... Ve işte sizlerle paylaştığım resimlerdeki gibi kolyeler çıktı ortaya....

Her kolyemin bambaşka hikayesi var ve hepsi tek...Aynısından bulamazsınız :)  Ben hiç bir şeyin  aynısını yapmıyorum,  sıkılıyorum sanırım, mutlaka hepsinde farklı, ayırt edici, o an aklıma gelen bambaşka bir malzemeyi, ya da yerleşimi  ya da rengi uyguluyorum.

Bahar koleksiyonu için birbirine benzeyen ama aynı olmayan tasarımlarından bazılarını  burada bulabilirsiniz :)


 
Yakında bir "dükkan" sayfası da açarak, satışa çıkan tasarımları da sizinle "dükkan" sayfasından paylaşacağım.

Halkaları nasıl yaptınız? şifonlar çiçek halini nasıl aldı? nasıl düz duruyorlar ? gibi sorularınız olursa bana her zaman yazabilir ve sorabilirsiniz.

Sevgiyle kalın,

16 Mart 2014 Pazar

Kibrit Kutusundan Takı Kutusu

Nerede gördüğümü hatırlamıyorum ancak, kibrit kutularından çekmeceli bir kutu yapma fikrini bir yerlerde görmüş ve okumuştum. O kadar çok fikir topluyorum ki etrafımdan, hangi birini ne zaman hangi sırada yaparım endişesine kapılıyorum :)

Takı konusuna gelince, takıların düzenli durması her zaman sorun olmuştur. Çok iyi organize edebilecek dolap, raf, kutuya ihtiyaç duyarız her zaman. İşte ben sizlerle yapmış olduğum küçük takılar ve belki de küçük objeler için kullanılabilecek çok gözlü, çok kullanışlı minik "organizatör" kutumu ve nasıl yaptığımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle büyüklüğü tamamen size  kalmış, ihtiyacınıza göre kaç kibrit kutusuna ihtiyacınız olacağı belli olacaktır. Benim, abimin yurtdışından getirdiği parfüm "tester"larının olduğu çekmece şeklinde bir kutum vardı. Bu kutuyu hep sevmiş ama hiç bir amaç için kullanmamıştım. İşte takı kutusu için bunu ölçü aldım. Bu kutunun üzerine 3*5 kibrit kutusu olmasını planladım.

 
Öncelikle zemini oluşturacak parfüm "tester" kutusunu yapışkanlı kap kağıdı ile kapladım. Ardından, içini boşalttığım  15 kibrit kutusunu yanlarından ve alt-üst taraflarından birbirine yapıştırarak 3*5 kibrit kutusu boyutunda 15 gözlü bir dikdörtgen prizmaya ulaştım.

  Ardından, kibrit kutularının etrafından beyaz kağıt ile kapladım ki,  kaplama kağıdı altından kibrit markası ve renkleri görünmesin. Sonra aynı yapışkanlı kap kağıdı ile onu da kapladım. Ama alt kısmını kaplamayarak, bu kibrit kutusu bloğunu, diğer kutunun üzerine silikon ile yapıştırdım.
 
                                     
 
Sıra geldi çekmeceleri yapmaya. Sağ olsun abimin benim için yapmış olduğu mini matkabı kullanarak, çekmece kulbu takılacak yerlere birer küçük yuva açtım. Sonra da elimde olan ve bu takı kutusunun konseptine gideceğini düşündüğüm altın renkli boncuklarımı bir kenarından bu yuvaya yerleştirdim. Oldukça sağlam olduğundan ayrıca yapıştırmadım ve silikonlamadım.
 

 
 
Çekmeceleri de yerlerine takınca işte böyle bir sonuç çıktı ortaya....
 
 
Bu şirin, küçük ama bir o kadar da kullanışlı dolabı, canım anneme hediye ettim. Güle güle kullansın..
 
Sevgiyle kalın...